27 Mart 2012 Salı

Geçti


Hayat aslında insanların hep en fazlasını istediği aptalca bir oyun. Bu "en"ler içinde kaybolunca kişi, artık onu ne kadar yakından tanıyor olsan da kendini biraz "en"sizliğe doğru çekmek zorunda kalıyorsun. Çünkü tıpkı fizikte olduğu gibi buradaki "en"ler den gelen itme kuvveti seni "en"sizliğe doğru basit, sıradan, sessiz sedasız bir yolculuğun içine itiyor.

Onlar hayatın aslında böylesine yanılsamalardan ibaret olmadığını bilmiyorlar mı? 

Bilip bilmemeleri kendilerine kalsın ama benim bakış açımdan bakıldığında bazen gerçekten katlanılmaz ve rahatsız edici bir hal alıyorlar. 

Fazla bir şey istediğimi sanmıyorum aslına bakarsanız. Hayatımda olan şeyin "saf gerçeklik" olmasını istiyorum sadece. Bu o kadarda bulunması zor bir şey olmasa gerek. 

Ama ne yazık ki zor! Belkide insan varoluşundan bu yana bulunması en güç şey budur.

İçimi döküyorum şurada, görün ya da görmeyin...

6 Ocak 2012 Cuma

Kapılar ve Anahtarlar



...

Katia: Anahtarları hala saklıyor musun?

Jeremy: Evet. Anahtarlar hakkında ne dediğini hatırlıyorum. Eğer onları yok edersem, kapalı kapıları sonsuza dek kapanmaya mahkum ederim. Değil mi?

Katia: Bazen anahtarlar elinde olsa bile, o kapılar yine de açılamıyor ama.

Jeremy: Ama bazen kapılar açık olsa bile aradığın kişi içeride olmayabiliyor Katia.

...

Birkaç yıl önce bir rüya görmüştüm. Yazın başlamış ve sonbaharda sona ermişti. Bu sürede çok fazla mutsuz geceler olduğu gibi, çok fazla mutlu günler de olmuştu. Bu kafede her birinin ayrı bir yeri var. Ve bir gece kapılar kapandı, rüya sona erdi.

...

Katia: Elveda Jeremy.

Jeremy: Elveda Katia.

...